DANS VE DANSÖZ KIYAFETLERİ

Dans ve Dansöz kıyafetleri fantezi ürünler kategorisine girmeyi başardı. Gelin adaylarımızın çeyizine yavaş yavaş girmiş durumda. Yüzyıllardan bu güne gelen Müzik her zaman var olmuştur. Müziğin olduğu yerde dans olmuştur. Dansın olduğu yerde dansöz kostümü olmuş ve olacaktır. Dans müzik ve kıyafet olmazsa olmazı bu üçlü hiç bir zaman ayrılmayacaktır. Dans ve Dansöz kıyafetleri 

Yıllar evvel dansöz kostümleriyle devrim yapan Asena, danslarıyla söz ettirdiği kadar kostümleriyle’de öncü olmuştur. Yıllardır bu sektörde Asena modeli, Asena dansı diye tabirleri hatırlarsınız. Arkasından Dansöz Didem geldi. Didem de yine Asena gibi hem dansıyla hemde kostümleriyle başarılı bir şekilde söz ettirmeye başlamıştı. Giydiği elegant ve özgün modelleriyle kendisine hayran bıraktırmıştı. Halbuki yıllar öncesinde hatırlarsanız Şanlı tarihimizde Osmanlı Devletinin 10. Padişahı İslam dünyasının 89. halifesi Kanuni Sultan Süleyman Fransa’da moda haline gelmeye başlayan dansı

Fransızlara tek bir mektupla dansın 100 yıl boyunca Fransa’dan kaldırmayı başarmıştı.

Dans ve Dansöz kıyafetleri

yazımızı yazarken Fransa’da yapılmaya başlayan dans. Dünya’da ilk defa Kanuni Sultan Süleyman döneminde Fransa’da yapılmaya başlayan dans Osmanlı İmparatorluğu sınırları o dönemde Avrupanın içlerine kadar dayanmaktaydı. Dans ilk defa yapılanmaya başlayınca Kanuni Sultan Süleyman o dönemin kralı Fransuva’ya bir ferman yazmıştır. Gelin o muhteşem mektubu hatırlayalım.

Ben ki, Sultanlar sultanı, hakanlar hakanı hükümdarlara taç veren Allah’ın yeryüzündeki gölgesi, Akdeniz’in ve Karadeniz’in ve Rumeli’nin ve Anadolu’nun ve Karaman’ın ve Rum’un ve Dulkadir Vilayeti’nin ve Azerbaycan’ın Acem’in ve Şam’ın ve Halep’in ve Mısır’ın ve Mekke’nin ve Medine’nin ve Kudüs’ün ve Diyarbekir’in ve Kürdistan’ın ve bütün Arap diyarının ve Yemen’in ve daha nice memleketlerin ki, yüce atalarımızın ezici kuvvetleriyle fethettikleri ve benim dâhi ateş saçan zafer kılıcımla fetheylediğim nice diyarın sultanı ve padişahı Sultan Bayezıd Hân’ın torunu, Sultan Selim Hân’ın oğlu, Sultan Süleyman Hân’ım.

Aldığım habere göre ülkeniz Fransa’da yapılmaya başlayan dans adı altında adın-erkek birbirine sarılmak suretiyle, alamele-innas (herkesin gözü önünde) icra-i lağviyyat (faydasız işler) işlenmekte olduğu mesmuu şahanem olmuştur (işitmişimdir) İş bu rezaletin memkeletime de sirayeti ihtimali muvacehesinde name-i hümayunum yed’inize (elinize) vusulünden (ulaşmasından) itibaren derhal son verilmediği takdirde, bizzat ordu-yu hümayunumla gelip men’e muktedirim.” 

Bazı bilgilere göre de Kaldırmazsanız Osmanlı’nın nal seslerini sokaklarınızda duyarsınız rivayeti gelmiştir. Fransa’da, bu mektuptan 100 yıl sonrasına kadar dans yapılmadı.

Nerden nereye….!